MASAL NASIL YAZILIR? | masal kitabı nasıl yazılır ile ilgili yeni güncellenen bilgilerin özeti

2 dislike yaptim

Bir gün bir aile Avuturalya'ya tatile çıkarlar. Otele kayıt yaptırdıktan sonra oteli incelerler ve odalarına çıkarlar. Küçük kardeşleri havuza gitmek ister ve ablaları iki kardeşini havuza götürmek üzere odalarından çıkarlar. Bir hademe onlara ‘‘sakın asansörün bütün tuşlarına basmayın’’ der. Çocuklar adamın neden bahsettiğini anlamazlar ve havuza giderler,havuzda uzun süre oynarlar. Bir süre sonra yorulup odalarına çıkmak üzere asansöre binerler. Küçük kız asansörün tüm düğmelerine basar ve asansör salanmaya başlar geldiklerinde kendi katlarında olduğunu sanarlar bir kaç tur koridorda dolaştıktan sonra bir şeylerin ters gittiğini anlarlar ve kendi odaların kapı numaralarının olmadığını görürler. Bir açık kapı bulurlar o kapıdan içeri girdiklerinde yine bir kolidor olduğunu görürler en küçük kardeşleri bir anda kaybolur. Abla ve abisi kardeşleri olmadığı için çok korkarlar. Küçük kardeş bir canavar ile karşılaşmış canavardan kaçmaya çalışırken abla ve abisini bulmuştur .Daha sonra üç kardeş asansörü bulmuşlar asansörde küçük kız tum tuşlara basacakken ablası onu durdurup kendi katlarının numarasına basmış. Sonunda odaların bulunduğu katı bulmuş oda numarasını bularak kendi odalarına girmişlerdir. Odalarının kapısını açtıklarında o odada başka insanların kaldığını görmüşler ve danışmaya inmişler anne ve babaların ismini söylediklerinde danışman: "bu otele öyle biri kayıt yaptırmamış"dedi çocuklar şaşırmıştı polisi aradılar ve yine anne babalarını bulamamışlardı . Hademe yanlarına gelip: " tüm tuşara bastınız değilmi" dedi. Çocuklardan biri ‘’evet’’ dedi adam arkasını dönüp gitti ve çocuklar tekrar asansöre binip tüm tuşlara bastı bu sefer kendi katlarına gelmişlerdi. Kendi kapı numaralarını açtıklarında annesi ve babasını gördü ve kardeşin kopyasını ama tek fark ayakkabılarıydı. Küçük kardeşleri o gün en sevdiği ayakkabısı olan kırmızı ayakkabılarını giymişti ama çocukların yanında olanın ayakkabıları siyahtı ve onun hedeme olduğunu anladılar o hademe bir cadıydı ve kardeşlerinin kılığına girmiş bu durumu polise bildirdiler. Polis adamı hapise attı ve aile o otele bir daha gelmedi. ELİF ÖZKAN

Bir varmış Bir yokmuş bir zamanlar deniz kenarında yaşayan bir aile varmış. Bu ailenin bir çocuğun varmış. Çocuğun adı Yiğit miş, Yiğit hareketli, cesur, yardımsever ve kitap okumayı seven bir çocukmuş. Bir gün kitap okurken kendini öyle kaptırmış ki karşısında bir zaman tüneli görmüş. Sonra birden karşısında bir orman görmüşkitapta okuduğuna göre buraya gizemli orman deniyormuş. Yiğit ormanın derinliklerine doğru yürümeye başlamış. Bir yandan ormanda nelerle karşılaşabileceğini düşünmeden edemiyor Muş. Yiğit ilerledikçe birçok hayvanlar görmüş. İleri doğru giderken ileride bir çocuk görmüş çocuğun yanına gidip ona adını sormuş. Çocuk adının Ali olduğunu söylemiş Yiğit de kendi adıni söylemis. Yiğit Ali'ye ormanda tek başına ne aradığını sormuş Ali Yiğit büyücü tarafından kaçırılan kardeşini ormanda aramaya çıktılar. büyücü bulmak için ilerlerken ileride bir dağ görmüşler. Bu dağda büyücünün mağarası varmış. Ali ve Yiğit dağdaki mağaraya gidip bir yerde gizlenip büyücünün elinden kardeşini nasıl kurtalabileceklerini düşünürken birden büyücünün sesini duymuşlar. Büyücü planınız yanındaki yardımcısına anlatırken duymuşlar. Büyücünün planı kaçırdığı çocuklardan kötüler grubu yapmak mış. Bunun bir iksirbüyücünün elinden çocukları kurtarmaya gitmişler. Bir yere gizlenip büyücünün mağaradan çıkmasını beklemişler. Büyücü mağaradan çıkınca yardımcısını bağlayıp çocukları kurtarmış lar. Yiğit, Ali ve diğer çocuklar hemen oradan uzaklaşmışlar. Ali Yiğit yardım ettiği için teşekkür edip ayrılmışlar. Ali arkadaşlarıyla köyüne dönmüş. Yiğit de başladığı yere gitmiş ve zaman tüneli hala oradaymış. Yiğit içeri girmiş ve kendi kendine şöyle demiş hikayeler bile gerçek olabiliyor..

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir prenses varmış. Prenses bir gün bahçede oynarken birde ne görsün güzel bir kelebek,prenses kelebeği takip etmiş.Hopp,kuyuya düşmüş.Kuyunun içinde bir sürü iksir görmüş,ilerlemiş karşısında genç bir cadı
belirmış.Prenses korkmuş.
Prenses:
-Sende kimsin? demiş korkuyla
Cadı:
-Bende seni bekliyordum prenses, ha benden korkma.Ben arkadaşım pelin'i arıyorum.Senden yardım isteyecektim.demiş.
İlerlemişler.
Cadı:
– Bilge ağaç ,bilge ağaç!diye bağırmış.
Bilge ağaç:
-Cadı sen misin?Ne sormaya geldin?
Cadı:
-Evet,ama arkadaşım pelin'i arıyorum gördun mü?
Bilge Ağaç:
-Evet kütüphanede.
Kızlar teşekkür etmişler ve kütüphaneye gitmişler, cadı arkadaşını alıp prensese taş vermiş. Prenses o taşıher ovaladığında cadının yanına gidecekmiş. Bu hikayede mutlu mesut bitmiş.

öğretmenim başka masallara bakarak yazalımmı